DR.ELİF ULUĞ'DAN İTTİHAT VE TERAKKİ DÖNEMİ

Edirne Belediyesi bünyesinde kurulan Edirne Akademi’nin her geçen gün güçlenen kadrosunda yer alan; Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Elif Uluğ “ Demokrasi” dersinde İttihat ve Terakki dönemini anlattı.

2018-03-09 08:13:29
DR.ELİF ULUĞ'DAN İTTİHAT VE TERAKKİ DÖNEMİ

Medya, İnsan Hakları, Demokrasi gibi birçok farklı konuda eğitimler veren Edirne Akademi; her geçen gün güçlenen kadrosuyla birbirinden değerli isimleri Edirneliler ile buluşturmaya devam ediyor. Edirne’de adeta ikinci bir üniversite olma özelliği gösteren Edirne Akademi’nin kadrosunda yer alan Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Elif Uluğ; Edirne Akademi’de bir kez daha Edirneliler ile bir araya geldi ve İttihat ve Terakki dönemini anlattı.

Ders öncesinde söz alan Edirne Akademi Hocası İletişim Sosyoloğu Doç. Dr. Serdar Taşçı 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nü kutlayarak Edirne Akademi’nin çalışmaları hakkında katılımcıları bilgilendirdi.

İttihat ve Terakki’nin, imparatorluğun son 10 yılına damgasını vurmuş olan bir görüş, bir akım olduğunu belirten Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Elif Uluğ; “ İttihat ve Terakki düşüncesi süreklilik gösteren bir görüş olmuştur. İttihat ve Terakki, 1910 yılında 800 bin üyesi olan 360 şubesi olan dev bir organizasyondur. Yani bugünün dünyasından bile 800 bin üyesi 360 üyesi olan bir örgüt; gerçekten büyük bir güçtür. İttihat ve Terakki’nin 5 dönemi var. İttihat ve Terakki ilk olarak öğrenci örgütü olarak doğuyor. Talebeler sürekli olarak imparatorluktan nasıl kurtulanabileceği hakkında düşünce alışverişi yapıyorlar.  Müslümanlar arasında dayanışmayı örgütlemeye çalışıyorlar. Daha sonra Türkçülük akımını benimsiyorlar.   1895 yılında Ahmet Rıza Bey’in yönlendirmesiyle örgüt şekil değiştirmeye çalışıyor. Değişik tarikatlardan, bürokratlardan insanlar derneğin içine girmeye başlıyor. II. Abdülhamit’e muhalif olan herkesin içine girmek istediği şemsiye bir örgüt haline geliyor. İktidar krizleri yaşanmaya başlanıyor. 1897’de Osmanlı-Yunan Savaşı gerçekleşiyor. Osmanlı çok önemli bir başarı elde ediyor. Muhalifler bu dönenmde zayıflıyor.  Sultan II. Abdülhamit çok akıllı bir adam basını çok güzel bir şekilde kullanan bir isim” ifadelerine yer verdi.

1878’e kadar Bulgaristanlı Müslümanlar’ın çok ciddi baskı altında olduğunu belirten Boğaziçi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Elif Uluğ;  “İttihat ve Terakki’ye Girit’ten gelen mektuplar var. İnsanlar gerçekten çok ciddi baskı ve zulümler görüyorlar. Milliyetçilik, çok daha güçlü. Türkçülüğe doğru hızlı bir kayma yaşanıyor. İttihat ve Terakki’nin tamamı 1906’dan sonra Türk’tü. İttihat ve Terakki hızlı bir değişime uğrar. Bugün, Türkiye’deki bütün siyasi partiler milliyetçidir. 1908 ihtilalinin öncesinde çok düşüncel ve askeri bir hazırlık yapar. 2 bin 500 tane subayı var. ‘Eğer Kanuni Esası, kabul edilmezse yürüyüşe geçeğiz’ derler.  1908 II. Meşrutiyet ilan edilir. 1908 yılından sonra yepyeni bir İttihat ve Terakki doğar. Gerçek anlamda siyasette particiliği başlatan kurumdur. İttihat ve Terakki, hep bir cemiyet olarak bahsedilir ama fırkası vardır. Siyasi değişime uyum sağlamak isteyen birçok kişi İttihat ve Terakki şubeleri kurmak isterler. Büyük bir örgüt olur. Zamanla bu örgütler kendisi tasfiye eder. Hep bir merkez tarafına yönetilir. İktidarı ciddi bir şekilde kontrol etmişlerdir. Sadrazama her hafta emirler verilir. Görevden alınmalar başlar. Sadrazama ordulara atacakları komutanların listelerini gönderir. Tüm harbiye teşkilatını yeni baştan düzenler.  Her konuda hükümete talimatlar veriliyor. 1913 Babali Baskınından sonra sisteme daha da baskın oluyor. Hürriyet söylemine rağmen liberal özgürlükçü bir parti olmuyor. Yukarıdan aşağıya toplumu dönüştürmeye çalışan bir parti. 1918 yılında İttihat ve Terakki’nin sonu da gelmiş oldu” dedi.