PROF. DR. EMRE KONGAR, EDİRNE’Yİ YAZDI

2016-10-18 08:28:46
PROF. DR. EMRE KONGAR, EDİRNE’Yİ YAZDI

“EDİRNE'DE BİR İMZA GÜNÜ”

Edirne 4. Kitap Fuarı’nın son gününde hayranlarıyla buluşan Toplum Bilimci Prof. Dr. Emre Kongar, ‘Edirne’ izlenimlerini www.kongar.org adresindeki resmi internet sitesine yazdı. Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’a teşekkür eden Kongar, ‘Edirne görülecek bir kenttir. Tıpkı Eskişehir gibi’ vurgusu yaptı. 

                Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın daveti üzerine Edirne’ye gelen ve okurlarıyla buluşan Prof. Dr. Emre Kongar, Edirne ve 4. Kitap Fuarı hakkındaki izlenimlerini kaleme aldı. Kongar’ın yazısı kendisine ait resmi internet sayfasında ve www.viagazete.com adresinde yer aldı. Başkan Gürkan hakkındaki görüşlerini dile getiren Kongar, imza töreni sırasında yaşadıklarını, okuyucularıyla arasında ki diyalogdan da bahsetti.

                Fuara her yaştan okurun ilgi gösterdiğini ifade eden Kongar kaleme aldığı yazıda; “Edirne görülecek bir kent... Aynen Eskişehir gibi. Bir hafta sonu, iyi bir planlama ile gider ve bu kenti gezerseniz hem kültürünüz artar hem havanız değişir. Benden söylemesi!” kelimelerine yer verdi

 

Emre Kongar’ın resmi internet sitesinde yazdığı yazı şu şekilde:

“ Dün 4. Edirne Kitap Fuarı'nın kapanış günüydü ve benim imzam vardı.

Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan Trakya Üniversitesinin eski Genel Sekreteri, eski bir milletvekili, son derce deneyimli bir politikacı.

Edirne'ye hem büyük hizmetler yapıyor, hem de her an halkın, esnafın, Edirnelilerin içinde, onlarla sıcak ilişkiler kuruyor...

Üstelik sosyal medyayı da sadece halkla ilişkiler için değil, hızlı ve sağlıklı hizmet için de son derece etkin bir biçimde kullanıyor.

Kitap Fuarı'nın arkasındaki beyin kültür danışmanı Ender Bilar.

Mesleğine aşık, titiz, çalışkan, emekli bir öğretim üyesi kütüphaneci.

* * *

Saat 14:30'da başladığım imza, uzun kuyruklardan dolayı, 3 saat sonra zar zor, 17:30'da ancak sonlandırılabildi.

Bu vesile ile imza günleri hakkında bir kaç izlenim paylaşmak istiyorum:

Okurlar, haklı olarak sevdikleri ve ilgi duydukları yazarlarla iki laf etmek, fotoğraf çektirmek istiyorlar...

Dolayısıyla, soğuk bir isim sorma ve tek bir imza hiç bir zaman gerçek okurlar için yeterli olmuyor.

Bu nedenle ben elimden geldiğince onlarla sohbet ederek, kendileri, meslekleri, aileleri hakkında bilgi almaya, bazı sorularına yanıt vermeye ve fotoğraf isteklerini karşılamaya çalışıyorum.

Edirne'de de her yaştan okur vardı:

Lise öğrencilerinden, emekli öğretmenlere kadar pek çok okurla sohbet ettik.

Edirnelilerin kültür ortalaması Türkiye ortalamasının üzerinde göründü bana.

Bir çok okurum, evlerindeki kitaplarını da getirmişlerdi imza için.

Bu arada üç okur çok dikkatimi çekti:

Birinci okur, taaa İstanbul'dan sırf benim imza günüme katılmak için gelen bir hanım ve yeğeni idi.

Gerçekten şaşırdım; samimi olduğunu anlayana kadar kurcaladım; evet gerçekten sırf benimle tanışmak için gelmişlerdi.

İkinci bir okurum, eşini İstanbul'da bırakıp, bu vesileyle annesini de görmeye gelmişti; bir taşla iki kuş!

Üçüncü bir okurum ise gerçekten beni hayrete düşürdü:

Emekli bir öğretmen, bu sabah yeni tanıştığı üniversite öğrencisi bir kız için iki kitabımı birden imzalattı.

Bu sabah tanıştığı bir öğrenci için yaptığı bu jesti sorgulayınca "Ama burada çalışarak para kazanıyor ve öyle okuyormuş" dedi.

* * *

Hemen hemen her imza gününde başıma gelen, ikisi de aynı nitelikte, tatsız iki olay yaşadım:

Bazı insanlar, okur olmadıkları halde, kitap imzalatmak için değil, "ünlülerle(!)" fotoğraf çektirmek için buralarda dolaşıyorlar...

Bunların en önemli özelliği, kitap imzalatmayacakları için, okurların yaptığı sıraya da riayet etmeden, öne geçerek, "ünlü(!)" yazarla fotoğraf çektirmeye çalışmak.

Herkes orada sırasını beklerken, örneğin bir hanım insanları ite kaka yanınıza geliyor ve "Hocam bir fotoğraf çektirebilir miyiz?" diyor.

Ben artık böyle olaylara çok alıştığım için, gayet sakin ve terbiyeli bir biçimde "Elbette" diyorum. "Sıraya girip bekleyin, size sıra gelince fotoğraf çektiririz."

Bugün, ne yazık ki, böyle yanıtladığım iki hanım, biri yalnız, öteki yanındaki bir gençle birlikte, biri imzanın başında, öteki sonlara doğru "Ama biz sadece fotoğraf çektireceğiz" diye ısrar edip, olay çıkardılar ve sıra filan da beklemeden, yüksek sesle söylenip beni protesto ederek gittiler.

Canım sıkıldı elbette.

Ama sırada imza için bekleyenlerin verdikleri moral destekle can sıkıntım çabucak geçti!

* * *

Bir süredir, CHP'nin, iktidarda olduğu yerel yönetimleri ön plana çıkaran, buralardaki başarıları vurgulayan eylemler yapmasını savunuyorum.

Ben Edirne'de imzadayken, Kılıçdaroğlu, tarım konusunda gerçekten öncü çalışmalar yapan Silivri belediyesinde böyle bir toplantı yapmış ama bunu halka mal etmeden, yani bir genel miting düzenlemeden ayrılmış...

Yine de "Bir başlangıçtır" diyorum ve bu tür toplantıların, mitinglerle de desteklenerek devam etmesini diliyorum.

 

* * *

Edirne görülecek bir kent...

Aynen Eskişehir gibi.

Bir hafta sonu, iyi bir planlama ile gider ve bu kenti gezerseniz hem kültürünüz artar hem havanız değişir.

Benden söylemesi!”