Edirne Belediyesi Tarihi Binası


MİMARİ ÖZELLİKLERİ VE TARİHSEL SÜRECİ
 

Osmanlı Devleti’nin XIX. yüzyıl döneminde Edirne'de hükümet konağı, belediye binası, askeri daireler, okullar, askeri depolar, kışlalar, hastaneler gibi Batı Mimari üslubunda binalar inşa edilmiştir. Modernleşme döneminde inşa edilen Edirne Belediye Binası, dönemin mimari anlayışını ve kentsel yönetim yapısındaki değişimi yansıtan önemli bir yapıdır. Babademirtaş Mahallesi, Mimar Sinan Caddesi üzerinde konumlanan bina, kent belleğinde önemli bir yer tutmaktadır.

 

Tarihsel Gelişimi


Edirne'de modern belediyecilik, 1867-1868 (H.1284) yılında Vali Hurşit Paşa döneminde "Daire-i Belediye" adıyla başlamıştır. Kuruluşundan bugünkü binasına taşınana kadar geçen sürede belediye teşkilatı çeşitli binalarda hizmet vermiştir. 

 

Napolyon Bonapart'a karşı Akka Kalesi'ni savunmasıyla ünlü Osmanlı veziri Cezzâr Ahmed Paşa’nın torunu ve 1908’ de Fransız uzmanlara imar planı da hazırlatan Belediye Başkanı Cezzarzâde Dilâver Bey'in girişimleriyle 1898-1899 (H.1316) yılında temeli atılan bina, 5.000 küsur lira harcanarak inşa edilmiştir. Yapının projesi, dönemin önemli mimarlarından, Edirne Harbiye Okulu Öğretmeni ve belediye mühendisi,  Edirneli Nazif Akanlar tarafından hazırlanmıştır. Yapı hakkında Dr. Rıfat Osman; “Edirne'de ilk defa olarak "H.1284-M.1867" Vali Hurşit Paşa tarafından kurulan "Daire-i Belediye" bazı eski binalarda çalışmakta iken şimdiki bina Belediye Başkanlarından Cezzarzâde Dilaver Beyin çabası ile "H. 1316-M.1898" senesinde 5000 küsur lira harcanarak yaptırılmıştır. İki katlı, 10 oda ve 2 salonu vardır. Bulgar istilâsında bu bina Belediye Meclisi tarafından "Kral Köşkü" olmak üzere Bulgar Kralı Ferdinand'a ayrıldığından Belediye Dairesi Sanat Okuluna taşınmıştır.

 

"H.1330-M.1911" tarihinden sonra yanındaki evler ve önündeki dükkânlar kamulaştırılarak yıktırılmış ve Batı yöndeki bahçe genişletilmiş ve Sağlık Müdürlüğü binası yaptırılmıştır.” şeklinde bilgi vermektedir.

 

Sanat tutkunu Edirne Belediye Başkanı Dilaver Bey, belediye binasını sanatsal açıdan zenginleştirmek için önemli adımlar atmıştır. Belediye binasını süslemek amacıyla bazı tabloları özel olarak sipariş etmiştir. Askeri ressam şehit Hasan Rıza'dan satın alınan tablolar hem binanın odalarını güzelleştirmiş hem de belediyeye nadide bir sanat koleksiyonu kazandırmıştır. Ressam Hasan Mehmed’e ait olan “Kızıldeniz Manzarası”, Ressam Topçu Kaymakamı Reşid’e ait “Geyikli Manzara” ile Ressam Ohannes Kurkdjian’ın 1902 yılı Edirne Belediye Meclis Üyelerini resmettiği Belediye Meclis Salonu'nda sergilenen eserler ile yapının 1. katı sofa kısmında kurumun tarihine tanıklık eden belediye başkanlarının fotoğrafları özel bir yere sahiptir.

 

Meclis salonunda bulunan iki adet renkli çini soba, mekânın hem ısınma ihtiyacını karşılamakta hem de görsel zenginlik katmaktadır. Meclis salonundaki görkemli avizeler ile binanın giriş ve üst katındaki odalarda sergilenen kıymetli tablolar, mekânın sanatsal ve tarihi değerini daha da artıran önemli unsurlardır. 

 

Tarihi Önemi 
Atatürk'ün Ziyareti 

 

Mustafa Kemal Atatürk'ün 21-25 Aralık 1930 tarihindeki Edirne ziyareti sırasında konuk edildiği oda, 21 Aralık 1978'de "Atatürk Odası" olarak düzenlenmiştir. Bu odada, Atatürk'ün ziyaretine ait fotoğraflar ve dönemin eşyaları sergilenmektedir. Belediye'nin üst kattaki odaları, Atatürk ve yanında bulunan kardeşi Makbule (Atadan), İçişleri Bakanı Şükrü (Kaya), Ali Sait Paşa, milletvekillerinden Kılıç Ali, Recep (Peker), Salih (Bozok), Reşit Galip, Ruşen Eşref (Onaydın), Genel Sekreter Tevfik (Bıyıklıoğlu), Hasan Rıza (Soyak), Başyaver Rüsuhi ve öteki konuklar için dayanıp döşenmiştir.

 

Ayrıntılı Bilgi İçin: https://www.edirne.bel.tr/Belediye/TarihiBelBina

 

Bulgar ve Yunan İşgali Dönemi

 

Balkan savaşında bina yabancı devletlerin karargâhı olması nedeniyle Sanayi-i Hamidiye (Endüstri Meslek Lisesi) binasına taşınmış ve savaştan sonra tekrardan aynı binaya gelmiştir. Balkan Savaşı’nda Bulgar Kralı Ferdinand belediye binasında kalmıştır. Yunan işgali sırasında ise Kral I. Aleksandros belediye binasında kalmıştır. 

 

Koruma Statüsü

 

Yapı, tarihsel ve mimari öneminden dolayı E.K.T.V.K. Kurulu'nun 04.07.2003 tarih ve 7697 numaralı kararıyla tescillenmiş ve koruma altına alınmıştır.

 

Mevcut Binanın Mimari Özellikleri
Yapısal Karakteristikler

 


- Bodrum üstü, zemin ve bir kattan oluşan yığma taş tekniğiyle yapılmıştır.

- 10 oda ve 2 sofa yer almaktadır. 

- 80 cm yüksekliğinde beyaz taş kaplama su basmanı bulunmaktadır.

  • Geniş bahçe içerisinde konumlanmıştır.

 

Cephe Özellikleri

- Çift kanatlı ahşap giriş kapısı bulunmaktadır.

- Kat arası ve çatı parapeti hizasında dışa taşkın silmeler mevcuttur.

- Eli böğründe biçimli ayaklarla desteklenen çatı silmeleri bulunmaktadır.

- Beyaz taş örgülü köşe vurgulamaları bulunmaktadır.

- Yuvarlak kemerli, dikdörtgen formlu ahşap pencereler görülmektedir. 

- Kaideli, başlıklı ve kilit taşı gibi Neo-Klasik üsluplu vurgulanan sütuncelerle çerçevelenmiş pencereler bulunmaktadır.

- Pembe ve beyaz renk kullanımıyla zenginleştirilmiş cephe süslemeler görülmektedir. 

- Ön cephede balkonlu giriş düzenlenmiştir. 

 

Kaynakça
 

Mehmet Kökrek, Edirne Şahideleri, Türk Kültür Dergisi, Ekim 2015, s.21

Mehmet Önder, Atatürk'ün Edirne'ne Gelişleri, Türkiye İş Bankası Kültür Sanat Eki, Sayı:39 ,1998,s.8-9

Ratıp Kazancıgil, Edirne Müşirlik Binasının Hizmete Açılışı ile Edirne Belediye Binasının Temelinin Atılışı, Yöre Dergisi, 116.sayı, Kasım, s.7-8

Rıfat Osman, çvr. Ratıp Kazancıgil, Edirne Rehnüması, İstanbul 2013, S.74

Semavi Eyice, "EDİRNE", TDV İslâm Ansiklopedisi, https://islamansiklopedisi.org.tr/edirne#2-mimari (13.11.2024).

Sennur AKANSEL, Edirne Kaleiçi Geleneksel Konutlarının Plan ve Cephe Özellikleri, Trakya Üniversitesi, Mühendislik Mimarlık Fakültesi, Mimarlık Bölümü, EDİRNE, 2004, s103.


 

 

 

Edirne Belediyesi Koleksiyonunda Yer Alan Eserler

HASAN RIZA
Edirne'nin sanat tarihinde önemli bir yere sahip olan Ressam Hasan Rıza, 1893 yılında kendi talebi ve dönemin Bahriye Nazırı Bozcaadalı Hasan Hüsnü Paşa'nın onayıyla Edirne Sanayi Mektebi'ne müdür olarak atanmıştır. Sanatçı, Horozlu bayırında bulunan bu okulda, hayatını kaybettiği 1913 yılına kadar hem müdürlük hem de öğretmenlik görevlerini büyük bir özveriyle sürdürmüştür.

Dönemin Edirne Belediye Başkanı Dilaver Bey, sanata ve özellikle resme olan derin ilgisiyle tanınmaktadır. 1898-1903 ve 1907-1910 yılları arasında iki dönem belediye başkanlığı yapan Dilaver Bey, Hasan Rıza'nın sanatına büyük destek vermiştir. Bugün Edirne Belediye binasında sergilenen Hasan Rıza imzalı eserlerin, Dilaver Bey'in sanatsever kişiliği sayesinde belediye koleksiyonuna kazandırıldığı bilinmektedir.

Belediye binasında sergilenen bu değerli koleksiyon, sanatçının hem tarihi konuları işlediği eserleri hem de serbest temalı çalışmalarını içermektedir. Bu eserler, Hasan Rıza'nın sanatsal üslubunu ve çok yönlü sanatçı kişiliğini yansıtan önemli örnekler olarak günümüze kadar ulaşmıştır.

 

"Osmanlı'dan Rumeli'ye Geçiş"


Edirne belediye binasının ikinci kat giriş salonunda sergilenen bu etkileyici eser, 97 x 147 cm boyutlarında olup tuval üzerine yağlıboya tekniğiyle yapılmıştır. Tablo, Osmanlı tarihinden önemli bir anı dramatik bir şekilde betimlemektedir.

Eserin arka planında, yoğun bulutların arasından süzülen ay ışığının yarattığı etkileyici bir gece manzarası resmedilmiştir. Ön planda ise, Osmanlı askerlerinin sallar üzerinde Rumeli'ye geçiş sahnesi canlandırılmıştır. Bu tarihi an, sanatçının ustalıklı fırça darbeleriyle hayat bulmuştur.

"Osmanlı'nın Rumeli'ye Geçişi" adlı eserin restorasyonunda ilginç bir buluntu keşfedilmiştir. Ressam, bugün gördüğümüz tabloyu yapmadan önce aynı tuval üzerinde farklı bir kompozisyona başlamış fakat daha sonra bu ilk çalışmasından vazgeçerek, üzerine şu an görülen yağlı boya tabloyu resmetmiş. Bu teknik resim sanatında "pentimento" olarak bilinmektedir. 

                    

"Fatih'in Gemilerinin Karadan Yürütülmesi"

Edirne Belediyesi binasının ikinci kat giriş salonunda sergilenen bu tarihi tablo, 92 x 148 cm boyutlarında olup tuval üzerine yağlıboya tekniğiyle yapılmıştır. İmzasız olan bu eserin bir benzeri, İstanbul Deniz Müzesi Koleksiyonu'nda çini mürekkebi tekniğiyle yapılmış olarak bulunmaktadır.

Tabloda, arka planda İstanbul'un tepeleri resmedilirken, ön planda atının üzerindeki Fatih Sultan Mehmet figürü, etrafında ulema sınıfı mensupları ve yeniçeri erleriyle birlikte betimlenmiştir. Eserin sol ön planında, kıyıya yanaşmakta olan gemiler tasvir edilmiştir.

Bu eser, dönemin sanat dünyasında ilginç bir etkileşimi de yansıtmaktadır. Sultan Abdülhamid'in talebi üzerine Fatih Sultan Mehmet ve fetih konulu resimler yapan Fausto Zonaro, çalışmalarında Hasan Rıza'nın tablolarından da esinlenmiştir. Zonaro'nun Hasan Rıza'dan ilham aldığı eserler arasında "Fatih Sultan Mehmed'in Ordusuyla Edirne'den İstanbul'a Yürüyüşü" (1903), "İstanbul'un Kuşatılması Sırasında Fatih Sultan Mehmed'in Gemilerin Karadan Yürütülmesine Nezareti" (1908) ve "Fatih Sultan Mehmed'in Atını Denize Sürmesi/Fatih Sultan Mehmed Ordularını Yönlendirirken" (1908) bulunmaktadır.

Hasan Rıza'nın "Fatih Sultan Mehmed'in Gemilerin Karadan Yürütülmesine Nezareti" konulu eseri, hem çini mürekkebi hem de yağlıboya versiyonlarıyla dikkat çekmektedir. İki eser arasında bazı figür farklılıkları bulunmaktadır: Çini mürekkebi versiyonunda sanatçı kendisini de resme dahil ederken, yağlıboya versiyonunda bu detayı değiştirmiş ve bazı figürlerde düzenlemeler yapmıştır. Ayrıca, eserdeki bazı figürlerin düzenlenişi, S. Chlebowski'nin "Fatih Sultan Mehmed'in İstanbul'a Girişi" tablosundaki atlı figür ve çevresindeki karakterlerin kompozisyonuyla benzerlik göstermektedir. Bu eser, Osmanlı Ressamlar Cemiyeti gazetesinde "Fatih Okmeydanı'ndan Haliç'e Donanmasını İndirirken" başlığıyla yayımlanmış, yağlıboya versiyonu ise daha sonra F. Zonaro tarafından model alınarak yeniden yorumlanmıştır. 

 

  

"Karlı Havada Geyikler"


Edirne Belediyesi'nin başkan yardımcısı çalışma odasını süsleyen etkileyici bir tablo, Hasan Rıza'nın doğa temalı çalışmalarının güzel bir örneğini oluşturmaktadır. Tuval üzerine yağlıboya tekniğiyle yapılmış olan bu eser, 125 x 180 cm boyutlarıyla oldukça gösterişli bir ölçüye sahiptir. Sanatçının imzasını ve 1901 (1319) tarihini taşıyan eser, sol alt köşesindeki bu detaylarla otantikliğini korumaktadır.

Tablo, kış mevsiminin tüm görkemini yansıtan karlı bir orman manzarası içinde, ön planda iki geyik figürünü betimlemektedir. Arka planda, ağaçların arasında görülen diğer geyik figürleri de kompozisyona derinlik katmaktadır. Sanatçı, geyiklerin yaşam dolu ifadelerini ustalıkla yansıtırken, ormanın huzur veren atmosferini de başarıyla resmetmiştir. Ufuk çizgisiyle sonlanan gökyüzü, eserin bütününde dengeli bir kompozisyon oluşturarak, doğanın muhteşem uyumunu gözler önüne sermektedir.

 

  

Kuzular 


Edirne Belediye binasının ikinci katında, tarihi bir öneme sahip özel bir odada sergilenen bu eser, Atatürk'ün 1930 yılındaki Edirne ziyaretinde konakladığı mekânı süslemektedir. 137 x 207 cm boyutlarındaki bu görkemli tablo, tuval üzerine yağlıboya tekniğiyle yapılmış olup, sol alt köşesinde Hasan Rıza'nın imzasını ve 1901 (1319) tarihini taşımaktadır.

Eser, bahar mevsiminin tüm canlılığını ve tazeliğini ustalıkla yansıtmaktadır. Kompozisyonun ön planında, üç kuzuya süt veren genç bir kadın ve elinde çiçek demetiyle duran küçük bir kız figürü yer almaktadır. Yanlarındaki diğer kuzu figürü ve arka plandaki ilkbahar manzarası, tabloya pastoral bir hava katmaktadır. Sanatçı, kır yaşamının masumiyetini ve doğanın canlanışını etkileyici bir şekilde resmetmiştir.

Tablonun ilginç bir tarihsel boyutu da bulunmaktadır. Atatürk'ün 1930 yılındaki Edirne ziyaretinde bu odada konaklaması, esere ayrı bir değer katmıştır. Bazı kaynaklara göre, Atatürk'ün tabloyu beğenmesi üzerine bir kopyasının köşke gönderildiği düşünülse de, bu kopyanın izine henüz rastlanamamıştır. İlginç bir detay olarak, Hasan Rıza'nın bu "Kuzular" tablosunu, bir ilaç reklamı için hazırlanan kitapçıklardan birinden esinlenerek yaptığı bilinmektedir.

 

  

"Havuz Başında Gergef İşleyenler"


Edirne Belediyesi başkan yardımcısının çalışma odasını süsleyen bu etkileyici tablo, 210 x 138 cm boyutlarıyla dikkat çekici bir ölçüye sahiptir. Tuval üzerine yağlıboya tekniğiyle yapılmış olan eserin sol alt köşesinde, sanatçı Hasan Rıza'nın imzası ve 1901 (1319) tarihi bulunmaktadır.

Tablo, Osmanlı döneminin gündelik yaşamından bir kesiti zarif bir şekilde yansıtmaktadır. Mermer döşeli bir avluda geçen sahnenin merkezinde, yerde oturan ve işleme tezgâhında çalışan bir kadın figürü yer almaktadır. Yanında duran ut, sahneye müzikal bir boyut katarken, karşısında oturan diğer kadın figürü kompozisyona denge getirmektedir. Sol arka planda, mermer bir havuz başında suyla oynayan bir çocuk ve yanında arkası dönük duran genç kız figürü tabloya derinlik katmaktadır. Kompozisyonun arka planında yer alan bahçeye açılan kapı, mekâna perspektif kazandırırken, resmin derinlik hissini güçlendirmektedir.

Hasan Rıza'nın sanatsal üslubunda görülen Batı etkisine güzel bir örnek olarak, sanatçının "Havuz Başında Gergef İşleyen Kadınlar" (1901) tablosu gösterilebilir. Bu eser, Amerikalı oryantalist ressam Frederick Arthur Bridgman'ın (1847-1928) "Cezayir El Biar Köyünde" (1889) adlı tablosundan esinlenilerek yapılmıştır. Bridgman'ın eserlerinde sıkça rastlanan benzer kompozisyon düzeni, konu seçimi, figür yerleşimi ve eşya kullanımı, sanatçının karakteristik üslubunu yansıtmaktadır. İlham kaynağı olan "Cezayir El Biar Köyünde" tablosu, 1893 Kolombiya Dünya Sergisi (Chicago Dünya Sergisi) kataloğunda siyah-beyaz baskı olarak yer almış önemli eserlerden biridir.

Eserin üslubunda Batı resim sanatının etkileri açıkça görülmektedir. Sanatçının bu çalışmasında, dönemin Batı resim geleneğinden aldığı ilhamı, Osmanlı yaşam tarzıyla harmanlayarak özgün bir yoruma ulaştığı gözlemlenmektedir.

 

  

 

OHANNES ONNİK KÜRKCİYAN (19. yy sonu - 20. yy başı)
Yaşamı hakkında çok sınırlı bilgiye sahip olduğumuz Ohannes Onnik Kürkciyan, hem ressam hem de dekoratör olarak sanat hayatını sürdürmüştür. Garo Kürkman tarafından kaleme alınan "Osmanlı İmparatorluğu'nda Ermeni Ressamlar" adlı eserde, sanatçının 1910-1916 yılları arasında Yeni Pol Tarkunyan'ın sahibi olduğu Atelier Phebus fotoğraf atölyesinde görev yaptığı aktarılmaktadır. Bunun yanı sıra, Kürkciyan'ın İstanbul'un kültür sanat merkezi Pera'da kendine ait bir atölyesi bulunduğu kayıtlara geçmiştir.

İnsanı Kovalayan Kaplan, 1903

 

 

 

Vadide Şelale, 1903

 

 

1902 Yılı Edirne Belediye Meclis Üyeleri 

 

ÜSKÜDARLI CEVAT (1870-1939)


Üsküdarlı Cevat, 1876 yılında İstanbul'un tarihi semtlerinden Sultantepe'de dünyaya gelmiştir. Eğitim hayatına Toptaşı Rüştiyesi'nde başlayan sanatçı, 1896 yılında Harbiye'den mezun olarak askeri kariyerine adım atmıştır. Meslek hayatına Edirne'de başlayan Cevat, Yunan Savaşı'na katılmış, ardından İzmir, Selanik ve Yemen gibi farklı coğrafyalarda görev yaparak buralarda sanatsal çalışmalarını sürdürmüştür.

Henüz Kuleli'de öğrenciyken, doğayı kendine her daim rehber edinmiş ünlü ressam Hoca Ali Rıza'dan dersler almıştır. Yemen'de yedi yıl süren esaret hayatının ardından 1912'de Balkan Harbi'ne katılan sanatçının, 1918'de Viyana Sergisi'nde sergilenen "Büyük Ada" isimli eseri büyük beğeni toplamıştır. 1932 yılında Beyoğlu'nda açtığı sergi ile sanat çevrelerinin dikkatini çekmeyi başarmıştır.

Emekliliğinin ardından Maltepe Lisesi, Kuleli Lisesi ve Çamlıca Kız Lisesi'nde resim öğretmenliği yapan Üsküdarlı Cevat, tıpkı hocası Hoca Ali Rıza gibi realist bir anlayışla eserler vermiş ve doğayı kendine rehber edinmiştir.

 

 

Nehirde Kayıklar

  

 
Hasan Mehmed
Kızıldeniz Manzarası


 

 

Topçu Kaymakamı Reşid
Geyikli Manzara, 1319/ 1903-1904

 

 

İmzası Okunamadı 

Deniz Manzarası